Biyoloji

Bitki biyolojisi

Canlı hayvanlar, insanlar ve bitkilerin oluşumunu, yapısını, işlev ve davranışlarını inceleyen bilim dalına 'biyoloji' denilir. Tüm canlıların olduğu gibi, bitkilerinde kendilerine göre yaşamları, yapıları, etkilendiği ortamlar, ısı ve sıcaklıklar gibi birçok etken vardır. Bitkiler ve onların yapısal, yaşamsal özelliklerini inceleyen bilim dalına 'bitki biyolojisi' denir.

Bitkiler Alemii

Tohumsuz bitkiler


(Çiçeksiz bitkiler)

Damarsız


Çiğer otları

Damarlı


Kibrik otları

Kara yosunları


At kuyrukları

Eğrelti otları

Damarlı tohumlu bitkiler

(Çiçekli bitkiler)


Açık tohumlu

Kapalı tohumlu

Çam

Ardıç

Servi

Köknar

Ladin

Ginkgo

Sekoya

Tek çenekli

Çift çenekli

Soğanlı bitkiler

Orkideler

Tahıllar

Muz ağacı

Zencefiller

Ananas

Palmiyeler


Baklagiller

Turunçgiller

elma

armut

Nar

Kayısı

Ispanak


Bitkilerin yapısı


Bitkilerde aynı görevi yerine getirmek için özelleşmiş hücreler birleşerek dokuları oluşturur. Bitkilerde; meristem doku, temel doku, iletim dokusu ve örtü doku olmak üzere 4 doku mevcuttur.

Bitkiler kök ve sürgün sistemi olmak üzere 2 ana hata ayrılır. Kök sistemi bitkinin kök kısmını içerir. Sürgün sistemi ise bitkinin yapraklarını, dallarını, meyvelerini, çiçeklerini, uç tomurcuğunu ve diğer toprak üstü kısımlarını içerir.

Bitkilerde aynı görevi yerine getirmek için özelleşmiş hücreler bulunur. Bu hücrelerin birleşmesiyle dokular oluşur. Bitkilerde; meristem doku, temel doku, iletim dokusu ve örtü doku olmak üzere 4 doku mevcuttur..

Bitkilerde sadece bölünmek üzere farklılaşmış dokuya meristem doku denir. Meristem doku bitkinin büyüme bölgelerinde bulunur ve sürekli bölünebilme yeteneğine sahip hücrelerden oluşur. Meristem doku, bitkilerin büyümesini ve gelişmesini sağlar. Meristem dokuda bulunan hücrelerin bölünmesiyle oluşan yeni hücreler daha sonra farklılaşarak diğer dokulara dönüşebilir

Meristem dokuyu oluşturan hücreler şu özelliklere sahiptir:


Bol Sitoplazmalı

Büyük Çekirdekli

İnce Çeperli

Kofulsuz (veya çok az kofulu bulunan)

Hücreler arası boşlukları olmayan

Meristem dokuda bulunan hücreler yaşadıkları süre boyunca mitoz bölünme geçirir. Bu sayede bitkilerde büyüme sınırı olmaz.



Uç Meristem: Kök ve gövdenin büyüme noktalarında (uç noktalarda) bulunur. Bitkinin uzamasını sağlar.


Yanal Meristem: Kök ve gövdenin yapısında bulunur. Kök ve gövdeyi kalınlaştırır.

Primer Meristem: Embriyonik dönemden beri bölünme yeteneğini kaybetmemiş meristem hücrelerine primer meristem hücreleri denir. Primer meristem daha çok bitkinin kök ve gövdelerinin uç kısımlarında bulunur.

Sekonder Meristem: Bölünme yeteneğini kaybetmiş parankima hücrelerinin; hormonların etkisiyle tekrar bölünme yeteneği kazanarak oluşturdukları meristem hücrelerine sekonder meristem denir.

Temel Doku

Bitkilerde yaprak enine kesiti

Temel doku; parankima, kollenkima ve sklerenkima olmak üzere 3 doku oluşturur.

Parankima Dokusu: Bitkinin çoğu kısmında bulunan, dokular arası boşluğu dolduran, özel koşullar sağlandığında diğer dokulara dönüşebilen bitki dokusuna parankima dokusu veya bir diğer adıyla temel doku denir. Dokuyu oluşturan hücreler canlıdır. Ancak bu hücrelerin bölünme özelliği yoktur. Hücrelerin sitoplazması bol, kofulları küçük ve az sayıdadır. Parankima dokusunda bulunan hücreler uygun koşullar sağlandığında sekonder meristem hücrelerine dönüşür.


Parankima dokusu bitkide bir çok görev üstlenir ve üstlendiği görevlere göre isimlendirilir:

Özümleme Parankiması: Özümleme parankiması daha çok yapraklarda bulunur. Fotosentez, terleme, solunum gibi çok sayıda önemli metabolik aktivitelerin gerçekleştiği yapıdır.

Depo Parankiması: Besin ve su depo eden parankima dokusuna depo parankiması denir. Depo parankiması; kaktüste su, patatesin toprak altı gövdesinde nişasta depolar.

Havalandırma Parankiması: Su veya bataklık bitkilerinde bulunan, bitkiye alınan gazların depo edildiği parankima çeşidine havalandırma parankiması denir.

İletim Parankiması: Dokular arası madde alış verişine yardımcı olan parankima dokusuna iletim parankiması denir.

Kollenkima Dokusu: Bitkiyi eğilme, bükülme ve çarpmaya karşı koruyan, mekanik destek sağlayan sert hücrelerden oluşan dokudur. Kollenkima hücrelerinin parankimadan ayrılan yönü hücre çeperlerinin çok kalın olmasıdır. Bu kalınlaşmanın sebebi çeperde selüloz ve pektin birikimidir. Kollenkima dokusunu oluşturan hücreler canlı hücrelerd

Sklerenkima Dokusu: Sklerankima hücreleri aynı kollenkima hücreleri gibi bitkiyi dayanıklı ve gerilmeye karşı dirençli hale getirir. Bu dokuyu meydana getiren hücrelerin çeperleri selüloz, lignin gibi maddelerin birikmesiyle kalınlaşmıştır. Bu hücreler başlangıçta canlı olmalarına rağmen çeperin kalınlaşması yüzünden ölür. Sklerenkima hücreleri, taş hücreleri ve lifler olmak üzere iki çeşittir:

Taş hücreleri: Tohum kabuklarında, meyve çekirdeklerinde ve meyvelerin iç kısmında (armut, ayva) bulunabilir

Lifler: Sarımsak, keten, kenevirde bulunur. Bu lifler demetler halinde bulunup bitkiye destek sağlar. AYrıca elbise yapımında, halat yapımında kullanılır.

İletim Dokusu

Bitkilerdeki madde taşınmasını üstlenmiş bir dokudur.Yüksek yapılı bitkilerin yapraklarında fotosentezle meydana gelen organik bileşiklerle topraktan alınan su ve suda çözünmüş maddeler, çeşitli organlara bu dokularla iletilir. İletim dokusu, yapı ve görev bakımında odun borusu (ksilem) ve soymuk borusu (floem) olmak üzere ikiye ayrılır.

Ksilem, Odun boruları olarak da bilinir, bitkilerde inorganik maddelerin (su, mineraller vb.) taşınmasını sağlayan yapıdır. Cansız hücrelerden oluşurlar. Bölünür (meristem) doku hücreleri üst üste gelerek zamanla çekirdek ve sitoplazmalarını kaybeder. Hücreler arasındaki enine zarlar eriyerek kaybolur. Böylece, ince bir boru şeklindeki odun boruları oluşur. Ksilem demetler halinde bulunur. Ksilemde taşınma, aşağıdan yukarıya doğru tek yönlüdür.

Floem, soymuk borular olarak da bilinir, fotosentez sonucu üretilen organik maddeleri yeni sürgün oluşumunda kullanmak üzere veya depo organlarında biriktirmek üzere ileten borucuklar. Tek sıra halinde üst üste dizilmiş canlı hücrelerden oluşur. Floem oluşurken hücrelerin ara çeperleri tamamen erimediğinden, yer yer delikler oluşur. Floemde fotosentez ürünleri bitkinin diğer organlarına taşınır. Bazı bitkilerin köklerinde sentezlenen amino asitler de yaprak ve diğer organlara taşınır. Floemde madde taşınması çift yönlüdür. Hücreler arası çeperler ksileme göre daha az eridiğinden ksilemdeki taşınmadan daha yavaştır.

Bitkiyi dış etkilerden koruyan bu doku epidermis ve periderm olmak üzere iki kısımda incelenir.


Epidermis: Genç bitkilerin kök ve gövdelerinde koruma görevi yapar. Aynı zamanda tüm yaprakların da koruyucu dokusudur. Birçok bitkide gövde ve yaprakların epidermisi kütikula denilen mumsu bir örtü salgılar. Bu örtü bitkinin su kaybını azaltır ve kurak bölge bitkilerinde daha fazla kütikula bulunur. Epidermis hücrelerinin farklılaşmasıyla stomalar, hidatodlar, tüyler ve emergensler meydana gelir.

Örtü dokusu


Stoma: Stomalar, yaprak ve genç gövdede bulunan epidermis hücrelerinin farklılaşmasıyla meydana gelmiş hücrelerdir. Açılıp kapanarak, gaz alışverişini sağlarlar. Diğer epidermis hücrelerinden 2 temel özellikleriyle ayrılırlar: Kloroplastları vardır, bu sayede fotosentez yapabilirler. Çeper kalınlığı, hücrenin her tarafında aynı değildir.

Hidatod: Yaprakların uçlarında ve kenarlarında bulunan açıklıklardır. Geceleri terlemenin olmadığı ya da havanın neme doyduğu zamanlarda fazla suyun damala şeklinde atılmasını sağlar. Stomaların aksine açılıp kapanmazlar. Odun borularıyla (ksilemle) bağlantılıdırlar.

Tüy: Epidermanın dışa doğru oluşturduğu çıkıntılardır. Tek ya da çok hücreli olabilirler. Salgı işiyle ilgili olanlar gibi bazı tüy hücreleri canlıdır. Bazı hücreler ise canlılığını kaybetmiştir.

Emergens (diken): Bitkinin kendini hayvanlara karşı savunmak amacıyla geliştirdiği yapılardandır.

Peridermis: Açık tohumlu bitkiler ile odunlu çift çenekli bitkilerin kök ve gövdelerinde, kalınlaşma nedeniyle epidermis parçalanır. Böylece epidermisin yerine peridermis koruma görevi yapar. Peridermis üzerindeki lentisel adı verilen açıklıklar gaz alışverişini sağlar. Lentiseller açılıp kapanma özelliğine sahip değildirler. Her zaman açıktırlar (mevsimler arası farklılık gösterebilir